Adet denilen döngü veyahut adet siklısı isimi verilen mekanizmanın çalışma mantığı, rahim iç tabakasını oluşturan ve endometrium isimi verilen tabakanın parçalanarak dışarı atılmasıdır. Adet (regl, mens) kanı bu rahim iç tabakasının her adet döngüsü nihayetinde dökülmesine verilen isimdir.
Adet döngüsü (adet siklusu) başladığında rahim iç tabakası başka bir deyişle endometrium, östrojen hormonunun tesiri ile normalden daha fazla kalınlaşır. Rahim iç tabakasını östrojen hormonu sayesinde kalınlaşmasına
proliferasyon fazı isimi verilir.
Adet siklusunun orta döneminde ise ovülasyon yani (yumurtlama) ortaya çıkar. Prolifesaryon fazından sonra, adet siklusunun ikinci mertebesinde salglanan progesteron hormonunun yarattığı etkiler ilesekretuar faz alana gelir. Bir sondaki adımda ise salgılanan bu hormonu azalır, buna bağlı olarak endometrium yani rahim içini kaplayan tabaka, azalan progesteron hormonunun tesiriyle rahim iç tabakası dökülmeye başlar ve böylelikle adet kanaması, regl ya da mens isimi verilen olay ortaya çıkar. Bu vaziyette, adet kanamasının rahim iç tabakası demek olan endometriumun parçalanmasından ve buna ek olarak da bir miktar kandan oluşur. Adet günlerinde gelen kanama, yumurtalıklardan ya da karından değil yalnızca rahimden gelir. Rahim içi tabakanın vasati üç ila beş gün içinde tekrar toparlanıp kalınlaşması ile dökülme ve kanama biter, bu da adet kanamasının sonu mananına gelir. Bu döngü, sistematik bir şekilde her ay devam eder. Endometrium yani rahim içi tabaka, bir sonraki adet başlangıcına kadar biraz daha kalınlaşır ve böylelikle kadının o ay içinde yaşayabileceği olası bir gebeliğe karşı kendini hazır meblağ. Şayet ay içinde, yumurtlama yani ovülasyon günü geldiğinde, hipofiz bezlerinin verdiği sinyallerle yumurtalıklar tarafından sebest bırakılan yumurta hücreleri, kadının fallop tüplerinde erkek spermi ile karşılaşır ve döllenirse gebelik ortaya çıkar. Döllenen yumurta vasati bir hafta içinde rahme yerleşir. Ancak yumurta hücresi erkekten gelen spermle karşılaşmaz ve döllenme gerçekleşmezse, rahimde cenin için hazırlanan ortam bozulur ve bu tabaka adet kanı olarak dışarı atılır.
Rahim steril bir ortamdır
Her ay, normal şartlar altında her kadının yaşadığı adet döngüsünde gelen kan, rahimden gelmektedir. Dışarı atılan, parçalanarak yok edilen endometrium tabakası ve içinde bulunan bir miktar kandır. Mevzubahis olan kadın genital bölgesi ve kan olunca, halk arasında adet kanının pis olduğu şeklinde bir düşünce hem de halk arasında kadınların adet dönemleri için kirlenmek diye bir de deyim vardır. Ancak bu düşünce ve ifade netlikle doğru değildir. Zira rahim içi, içinde bir bebeği yaşatabilecek kadar steril bir ortamdır. Zira rahimden her ay adet döngüsünde atılan endometrium,bu adet kanaması olmadığı ve ovülasyon döneminde yumurta hücresinin erkek spermi tarafından döllenmesi vaziyetinde, ceninin yani bebeğin yaşayacağı ortamı oluşturacaktır. Bu sebeple rahimden gelen adet kanamasının pis olma ihtimali mevzubahis dahi değildir.
Kramplar ve rahim
Her adet kanaması öncesi ve sonrasında, kadınlar ama en çok da genç kızlar karın ve kasıklarında ağrı veyahut sancılar yaşayabilir. Aslında kişinin günlük hayatında problem yaratmayan bu kramp ve sancılar, ara ara dayanılması güç bir şiddette olabilir. Bu sancıların nedeni, adet kanamasında dökülen rahim iç tabakası için salgılanan ve prostoglandin isimi verilen maddelerdir. Zira bu maddeler rahimde bulunan düz adalelerin adalemesini sağlar ve bu düz adalelerin adalemesi esnasında da yukarıda söz edilen şiddetli kramplar ortaya çıkabilir. Prostoglandin düzeyi yükselirse, bu vaziyette çok fazla ağrı ortaya çıkabilir. Ayrı olarak yapısal olarak da rahim ağzı ile rahim arasındaki kanalın dar olduğu genç ya da kadınlarda da bu ağrı ve kramplar daha şiddetli hissedilebilir.