İster normal doğum, ister sezaryen doğum olsun bebeğiniz doğduktan sonra geçireceğiniz ilk 6 hafta başka bir deyişle lohusalık dediğimiz 40 günlük dönemde vajinadan “löşi” dediğimiz akıntı olur. Rengi önce açık kırmızı gelen daha sonraki haftalarda gittikçe açılıp sarıya dönen bu akıntı bebeğin yerleştiği yer olan uterus yani rahimin kendini toplaması ve iyileşmesi sırasında rahim içinden gelmektedir.
Ayrı olarak şayet normal doğum yaptıysanız vajina içinde oluşan yırtıklar veya doğum esnasında bebeğin başının kolay çıkması için yapılan kesiye (epizyotomi) bağlı atılan dikişlerin iyileşmesi de yeniden bu dönemde olmaktadır. Dikişlerin kolay iyileşmesi ve rahimin enfeksiyona maruz kalmaması için genel olarak lohusalık döneminde bu yüzden cinsel ilişkiye girilmesi pek önerilmemektedir.
Tüm gebelik dönemi süresince zati bebeğe zarar verme korkusu veyahut rahat pozisyon alamama gibi sebeplerle cinsellikten uzaklaşan çiftler bebek doğduktan sonra da annenin bedensel ve psikolojik olarak kendini iyi hissetmemesi, bebeğin natürel ihtiyaçları hasebiyle birbirlerine ayıracak vakit bulamamaları gibi sebeplerle ciddi olarak cinsellikte mesele yaşamaktadırlar.
Bu dönemde doğum sonrası salgılanan süt hormonu dediğimiz Prolaktin yükselmesi annenin östrojen ve progesteron hormonunu baskılamakta ve dolayısıyla vajinada kuruluk ve cinsel isteksizlik (libido kaybı) yaratmaktadır. Erkek için de vaziyet farksızdır. Şimdiye kadar eşinde cinsel ikaz objesi olarak gördüğü meme ve vajinada doğum sonrası oluşan farklıklar, ayrı olarak eşinin gebelik boyunca kilo artımına bağlı vücudunda oluşan şekil farklıkları ve şimdiye kadar kendisine olan alaka ve sevginin odak değiştirip bebeğe kayması ya da eşinin eskisi kadar bakımlı olmaması gibi sebeplerin tümü erkek cinsel isteksizlik sebebi olabilir.
Doğum sonrası yaşanan cinsel ilişkide en sık rastlanan yakıntı ilişki esnasında kadının genital bölgesinde ağrı duymasıdır. Disparoni dediğimiz bu durum kadında doğum sonrası gelişen cinsel isteksizliğe bağlı vajinanın yeteri kadar ıslanamaması, varsa vajinadaki dikişlerin düzgün iyileşmemesi ve buna bağlı hassasiyetten kaynaklanabilir. Doktorunuzun önereceği uygun jel ve kremlerle bu şikayetler önlenebilir ya da oldukça hafifletilebilir. Ters halde ağrılı cinsel ilişki hasebiyle cinsellikten iyice soğuyan kadın için vaziyet vajinismus (cinsel ilişkiye girememe) halini alabilir.
Doğum sonrası 6 haftadan sonra pek çok şey geri döner, rahim kendini toparlamıştır, vajina içi yırtıklar iyileşmiştir, prolaktin düzeyi gittikçe azalmaya başlar, artan östrojen ve progesteron düzeyleri ile ovulasyon yine başlar ve kadının adet döngüsü düzene girer.
Gebelik ve doğum sonrasında yaşanan psikolojik ve bedensel farklıkların şuurunda olan çiftler doğum sonrası cinsel ilişkiye girmekte daha az zorlanır. Kadının kendi bedenindeki değişimlerden dolayı yaşadığı güven eksikliğinde eşinin desteğine ve alakasına ihtiyacı vardır. Ancak kendisi de cinsel hayata dönmek için beynini ve bedenini hazırlarsa durum daha da kolaylaşır.
Lohusalık yani 6 hafta müddetin nihayetinde cinsel birleşme esnasında kadının kendisi için uygun olan pozisyonları seçenek etmesi ve ilişkiyi kendisinin yönetmesi önerilir, ağrı ve acı duyduğu anda aynı pozisyonda kalmaya devam etmemelidir. Doktorunun önerdiği krem veya jelleri kullanması ilişkiye rahat girilmesinde yararlı olacaktır.
Doğum sonrası rastlanan bir diğer şikayet ise normal doğum sonrası esneyen, genişleyen vajinanın veya kötü dikilmiş epizyotomi skarına bağlı cinsel haz duygusundaki farklıklardır. Genişleyen vajinanın penisi eskisi gibi kavrayamaması, bolluk hissi, hissedememe, cinsel ilişki esnasında hava çıkarma sesi gibi nedenler tatminsizlik ve sıkıntı yaratabilir. Ancak bu şikayetler kolay bir operasyon olan vajinoplasti veya perine tamiri ile düzeltilebilir.
Ancak yine de doğum sonrası yaşanan cinsel problemlerin temelinde anatomik değil de psikolojik nedenler mevzubahis ise psikolojik danışmanlık veya psikiatri uzmanının desteği gerekebilir.