1 )Bebeğin cinsiyeti evvelce belirlenebilir mi?
Gebe olmadan önce uygulanan çeşitli metotlar ve teknikler ile bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi, daha önceki tarihlerden günümüze kadar hep dikkatleri üzerine çeken bir konu haline gelmiştir. Bu sebepten dolayı da, her toplumda bu konu ile ilgili olarak türetilmiş, toplum içerisinde anlatılan çeşitli metotlar bulunur.
Ancak gerçek şu ki bu anlatılan tavsiyelerin hiçbirisinin bebeğin cinsiyetini belirleme ile ilgili tesir sağladığı ile ilgili rastgele bir ispat yoktur. Mesela ilişkiye girilecek günler ile ilgili veya anne ile babanın beslenme alışkanlığı ile ilgili, ilişki şekli ile ilgili bir hayli metodun, bebeğin cinsiyetini belirleyebileceğine konusunda bir inanışa kapılır. Toplum içerisinde dilden dile gezen ve inanılan bu metotların hepsi tamamiyle söylentidir.
Bu arada bu anlatılanlar ve birazdan dile getirilecek olan metotların, bebeğin cinsiyeti seçimini gerçekleştirebilmek için kullanılmasının etik açısından da mahzurları bulunur.
Bebeklerin cinsiyetinin gebe olmadan önce belirlenmesi ve ona göre olması istenilen cinsiyette bebeklerin dünyaya getirilmesi, tabiatta heyeti olan bir takım hassas balansların bozulmasına yol açar. Zati çiftlerin büyük bir bölümünün da düşüncesi en doğru şekilde “ehemmiyetli olan bebeğin sıhhatli olması” şeklindedir. Normalde dünyaya gelen erkek ve kız bebeklerin sayısına bakıldığı vakit, hemen hemen birbirine eşit oranlardadır.
2 ) Bebeğin cinsiyeti nasıl belirlenir?
Bir erkek üreme hücresi (sperm) ile bir kadın yumurtasının buluşarak birleşmesi neticesinde gebelik oluşur. Kadında bulunan yumurta hücresi yalnızca X kromozomu içerir ve Y kromozomu netlikle kadında bulunmaz. Erkeğin spermlerinden bazıları içerisinde X kromozomu, bazıları ise Y kromozomu barındırır. İçerisinde X kromozomu bulunan bir sperm kadının yumurtasını döllerse, o vakit 2 tane X kromozomu yan yana gelir (XX) ve rahimde bulunan bebek kız olur. Ancak Y kromozomu içeren bir sperm kadının yumurta hücresini döllerse, o zaman da X ve Y kromozomları yan yana gelmiş olur (XY) ve doğacak olan bebek erkek olur. Hasılı doğacak olanbebeğin cinsiyetinin belirlenmesinde kadının değil, erkeğin rolü vardır.
3 ) Bebeğin cinsiyetini belirleyen tıbbi yollar nelerdir?
Bugünün koşullarında bebeğin cinsiyetini belirleyebilmek için kullanılabilen en gelişmiş ve net tanı yolu, PGD (prekonsepsiyonel genetik tanı – PGT) yoludur. Bu yol ile birlikte, tüp bebek işlemlerinin uygulanması esnasında döllenmesi sağlanan embriyodan bir hücre alınarak inceleme altına alınır. Bu inceleme neticeninde hem bebeğin cinsiyeti öğrenilir, hem de kromozomal hastalıkların araştırılması gerçekleştirilir. Hücrenin beklenilen cinsiyette olması halinde, embriyo anne rahmine yerleştirilir. Türkiye’ de bu yöntem, bebeğin cinsiyetinin belirlenmesi için kullanılamaz. Sadece genetik hastalıkların taranması emeli ile kullanılmaktadır. Birçok ülkede etik ve tıbbi mahzurların bulunması sebebi ile cinsiyet belirlemek için uygulanması yasaklanmıştır. Bu yöntem ile beraber, cinsiyet %100 doğruluk hissesi ile başka bir deyişle kesin tanı ile belirlenebilmektedir.
4 ) Anne ve babanın beslenmesi ile ilgili yöntemler nelerdir?
Bütün dünyada bu konu ile ilgili çeşitli yazılar ve teklifler cirit atmaktadır. Ancak bu yöntem ve tekliflerin hiç birinin kesinlik hissesi bulunmaz.
4.1 Shettles Medotu
Landrum Sheetles isimli doktor tarafında geliştirilmiş olan bu metod, Y kromozomunun X kromozomuna göre daha hızlı olması ve daha az yaşaması ile ilgili bir vurguyu müdafaa etmektedir. Bu düşünceye göre, kadının yumurtlama sırasında yakın dönemde (yumurtlamadan kısa müddet önce veya sonra) cinsel ilişkiye girerse, bebeğin erkek olma ihtimalinin yüksek olacağını vurgular. Tersine yumurtlama hatırandan 2 ile 4 gün önce cinsel ilişkiye girilirse, o zaman da doğacak olan bebeğin kız olma ihtimalinin artacağını ifade eder. Yumurtlama hatıranı ise, vücut ısısını her gün ölçerek veya servikal mukus farklıkları incelenerek veya bazı idrar testleri ile saptayabilmek gerekir. Bu yöntemin de cinsiyet belirlemede ne kadar başarılı olduğunun tartışması gerekir.
4.2. Whelan Yöntemi
Shettles prensibinin tersini müdafaa eden bir yöntemdir. Elizabeth Whelan bu yöntemi tarif etmiştir. Erkek bebek için yumurtlamadan 4 veya 6 gün önce cinsel ilişkiye girilmesini müdafaa ederken, kız bebek için yumurtlamadan 2 veya 3 gün önce cinsel ilişkiye girmek gerektiğini masaya koyar. Shettles yöntemi ile mukayese ettiğinde birbirine tam ters düşen bu metodun de tesiri tartışmalıdır.
4.3 Microsort Metodu
Bu metot de Ericsson yönemi ile ( Bkz. 4.6.) aynı mantığa sahiptir. Ancak spermlerin X ve Y şeklinde gruplar içerisinde incelenmesi için, daha değişik bir metot kullanılmaktadır. Bu metotta flow sitometri ve FISH metotları kullanılmaktadır. Bu metot ile sağlanmış olan spermler IUI (aşılama) veya tüp bebek teknikleri ile rahim içerisine yerleştirilir. Bu metodun, takriben olarak %70 ile %80 arasında muvaffakiyet oranları olduğu da dile getirilir.
4.4 Çin takvimi metodu
Bu metot ile birlikte, kadının belirli yaşlarda ve belirli aylarda cinsel ilişkiye girmesi sayesinde, bebeğin cinsiyetinin ne olacağının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ancak bu metodun de ilmi bir geçerliliği ve kanıtı yoktur. Bu sebepten dolayı da, bu metot ile ilgili ayrıntılar anlatılmamıştır. Bu tür metotların çok bir tesiri bulunmaz.
4.5 BabyChoice Metodu (Selnas Metodu)
Bu metot kadın yumurta hücresinin yüzeyinin bir takım dönemlerde fark kutuplaşmaya uğraması mantığına dayanır. Hasılı, yumurta hücresi X ve Y kromozomu muhtevalı olan spermleri bir takım dönemlerde çekerken bir takım dönemlerde ise itmektedir.
İşte bu dönemleri belirleyen bir takvimi ortaya çıkararak,hangi cinsiyette bebek isteniyor ise o dönemde cinsel ilişkiye girilmesi sağlanır. Anne veya babaya veya spermler ile yumurta hücresine rastgele bir müdahale, ayrıştırma v.b yapılmaz. Anne ve baba adayları, yalnızca kendileri için oluşturulmuş olan takvime göre cinsel ilişkiye girerler. Bu takvimi oluşturmak için isviçrede bulunan laboratuvarlarına çiftlerin bir takım bilgileri ve analiz için kan yollamaları gerekir. Daha sonra çiftlere kendilerine ait takvimleri gönderilir. 1997 seneninden beri uyguladıkları bu metot ile cinsiyet belirleme ile ilgili hemen hemen %90 oranında muvaffakiyet sağladıklarını dile getiriyorlar.
4.6 Ericsson Albumin Yöntemi
Dr. Ericsson tarafından tarif edilen yöntemde erkekten tedarik edilen spermler X ve Y kromozomu içerenler şeklinde 2 ye ayrılmak için çalışır. Ancak bu ayırma işlemi zor olduğu için de %100 oranında kesin bir ayırma işlemi sağlanamaz. Tabii olarak da ele geçirilecek olan başarı oranının da % 100 olması beklenemez. Çiftler erkek bebek istiyor ise, Y kromozomu içeren bölgede bulunan spermler ile IUI (aşılama) yöntemi ile gebelik tecrübe etmektedir. Kız bebek isteniyorsa X kromozomu içeren bölgede bulunan spermlere aşılama tecrübe etmektedir. Bu yöntemin uygulanması etik ve legal açıdan mahzurlu bulunsa da %70 ile %80 oranında başarılı olduğu bildirilmektedir ve bilimsel açıdan da tartışmalıdır.