Gebelikte kadınların kilo alım vaziyetleri çok çeşitlidir. Sözgelişi bir takım gebe kadınlar gebeliklerinin ilk haftalarında ansızın bire çok hızlı kilo alırlar, sonra kilo alım hızları yavaşlar. Bir takım gebe kadın ilk aylarda bulantı yakıntılarından dolayı az veyahut hiç kilo almayabilir ve hem de bazen kilo verebilirler.
Bir takım gebeler de gebelikleri süresince hızlı bir şekilde kilo alabilirler. Ne şekilde olursa olsun değişmeyen şey gebe kadınların kesinlikle kilo aldığıdır. Ve bu vaziyet kadınlarda başlı başına bir problem olabilmektedir. Hayatı süresince kilo almamak ve kilo vermek için perhiz yapan, balanslı beslenen, spor yapan, çeşitli kilo verdirici metotlara müracaat eden gebe kadının yaptığı bütün çabalar bir anda suya düşer. Fakat gebe kadın şunu unutmamalıdır ki bir ferdi dünyaya getirmenin verdiği mutluluk, gurur herşeye değerdir. Bu, gebelikte canı ne isterse yemeli, istediği kadar kilo almalı anlamına elbette ki gelmez. Fakat bir insanın en özgür olduğu, en doyasıya yaşaması şart olan süreç hiç kuşkusuz ki gebeliktir. Gebeliği bazı sınırlar içinde tutmak sıhhatli bir bebek ve doğum için çok ehemmiyetlidir.
Hamilelikte diyet yapmak hiç bir doktor ya da insan tarafından önerilmez. Diyetin kelime manası gereği insanın forma girmesi, fazla kilolarını vermesi ya da mevcut ideal kilosunu devam ettirmesi durumu gebeler için geçerli değildir. Fakat gebe bir kadın kendi diyet kavramını kendisi oluşturabilir. Gebelikte diyet denince akla illa ki normal manasıyla kilo vermek gelmemelidir. Gebeler de kendilerine ait bir beslenme düzeni oluşturabilir. Bu beslenme düzeni başka bir deyişle diyetin ilk emeli gebe olan kadının aşırı kilo almasını engellemek, düzenli ve yavaş şekilde gerektiği kadar kilo almasını sağlamak olmalıdır. Hamilelikte beslenme şekli hiçbir zaman besin çeşitlerinden kaçınmak olmamalıdır. Hamilelikte beslenme yani diyet herşeyden gerektiği kadar yemek şeklinde olmalıdır. Zira hamile bir kadına hiçbir şeyi yasaklayamazsınız. Gebelik durumu dolayısıyla normalde yemediği bir şeyi yemek isteyebilir. Bu aş erme özelliği gebe kadında salgıladıkları prolaktin, progesteron hormonlarından ileri gelmektedir. Bunun dışında halk arasında da gebe bir kadının canının istediği birşeyi yiyemediğinde bebeğinin sıhhatsiz, bir tarafının eksik doğacağı hurafesi oldukça yaygındır. Bunun netlikle ilmi bir yanı olmamakla beraber bu, halk arasında gebelerin beslenme ile ilgili en özgür kişiler olduklarına işaret eden mizahi bir görüştür.
Gebeliğin ilk aylarında kilo verme vaziyeti da görülebilen bir vaziyettir. Gebelikte yükselen bir takım hormonlar gereği gebe kadında mide bulantıları, mide yanmaları yakıntılarından dolayı gebe kadın düzenli beslenemez ve neticeninde zayıflar. Bu bulantı yakıntıları bazen gebeliğin ilk aylarında biter bazen ise doğuma kadar devam edebilir. Buna bağlı olarak gebe kadın gebeliğin nihayetinde çok az kilo almış olabilir. Lakin bu istenen bir durum değildir zira bebeğin 40 hafta boyunca düzenli kilo alması ve gelişmesi gereklidir. Hamile kadın karnında taşıdığı bebeğini aralarında olan bir göbek bağı yardımıyla besler. Bu göbek bağı ile bebek, annenin yediği her besinin kana geçmiş şekliyle kan ile beslenir. Dolayısıyla bebek, gelişimi için ihtiyaç duyulan her türlü vitamin, mineral, protein, karbonhidrat, yağ gibi besin gruplarını kan aracılığı ile alır.
Sıhhatli bir şekilde ilerleyen gebelikte kadınlar 9 ila 13 kilo arasında kilo almalıdır. Bunun altında ya da üstündeki değerler hem anne hem bebek için riziko oluşturabilecek değerlerdir. 9 kilonun altında kilo alan anne adayları çeşitli nedenlerden dolayı iyi beslenememiş ve dolayısıyla bebeğini de iyi besleyememiş olabilirler. 13 kilonun üstünde kilo alan gebe kadınlarda ise hem doğum olayı zor bir hal alır hem de bebeğin fazla kilo almasına kapı aralamaktadır. Ayrı olarak fazla kilo alan anne adayları doğumdan sonra bu kiloları vermekte güçlük çekebilirler. Doğum sonrası çöküntününü da düşününce alınan ve kolaylıkla verilemeyen fazla kilolar anneler için tam bir karabasana dönüşebilir. Dolayısıyla kolay doğum yapmak, doğum sonrası bebeğine daha kolay bakabilmek ve kendi psikolojisi açısından ideal kilo almak her gebenin emeli olmalıdır. Bunun yanı sıra fazla kilolu doğan bebeklerin ileride şeker, tansiyon, kalp, obezite hastalıklarına yakalanma riskleri artmaktadır.
Genelde hamilelik sürecinde alınan kiloların takriben 4-5 kilosu doğumdan hemen sonra gider. Bu 4-5 kilo; bebeğin kilosu, suyu, annenin vücudundaki ödemdir. Gebeliğinde vasati 10 kilo alan bir anne için bu sayı aldığı kiloların sayısının yalnızca yarısıdır. Dolayısıyla doğumdan sonra da anne, beslenme düzenine başka bir deyişle perhizine dikkat etmek zorundadır. Bunu yaparken elbette ki lohusa olduğu ve bebeğini emzirdiği unutulmamalıdır. Aldığı kiloları çok hızlı vermeye çalışan anne, doğum sırasında kaybettiği enerjiyi geri alamaz, bebeğini randımanlı bir şekilde emziremez, günlük temposunu idame ettiremez. Dolayısıyla anne sıhhatini kaybederse bebek de onun kadar bundan etkilenir. Doğum sonrasında annenin yapacağı en tesirli kilo verme metodu emzirmedir. İlmi olarak da emzirmenin enerji yaktırdığı, kalori kaybettirdiği dolayısıyla zayıflattığı bilinmektedir. Emziren bir anne günde 500- 1000 ml süt vermektedir. Emzirirken anne, verdiği her 1 ml süt için 3 kalori enerji harcar. Dolayısıyla emziren anne günde en az 1500 kalorilik enerji sarfeder. Bu da yaklaşık 140 dakika orta tempoda yürüyüşe eşit gelmektedir. Yani emziren anne hiç spor yapmasa dahi günde 1500 kalori harcar. Dolayısıyla bu da onun aldığı kiloları düzenli olarak verebilmesi mananına gelmektedir. Fakat bu, annenin hiç spor yapmayacağı mananına ise hiç gelmez. Doğumdan sonra anne normal doğum yaptıysa 1-2 hafta içinde, sezeryan doğum yaptıysa 1 ay içinde yavaş tempoda spor yapmaya başlayabilir. Sadece doğum yapan kadınlar için değil bütün insanlar için yapılması koşul olan spor sayesinde anne hem psikolojik olarak lohusalıktan kurtulur hem de bebeğine daha randımanlı şekilde bakabilir.
Rizikolu gebeliklerin dışında her gebe spor yapabilir. Gebelikte elbette ki ağır kondüsyon sporları önerilmez. Hafif tempoda yürüyüş, yeniden hafif tempoda yüzme gebelikte yapılabilecek sporlardandır. Gebelikte düzenli yapılan spor, kilo alımını yavaşlatır ve bu arada doğuma yardımcı olur. Hamilelikte spor ile birlikte balanslı beslenme sayesinde aşırı kilo alımı engellenir. Hamilelikte beslenmede ehemmiyetli olan şey kaliteli besinler tüketmektir. Mesela protein grubundan yumurta, süt, yoğurt, peynir, kırmızı et, beyaz et gebeler tarafından düzenli tüketilmelidir. Sebze grubundan ise havuç, domates, kabak, yeşillik, kereviz, pırasa, taze fasulye, barbunya gibi besinler kaliteli yiyeceklerdir. Her insan için olduğu gibi gebe kadınlar için de karbonhidrat hudutlu tüketilmesi gereken besin grubudur. Gereksiz hamur işleri, ekmek, kızartmalar,şekerli gıdalar, yağlar sadece hamilelikte gereksiz kilo alımına yol açar. Ayrı olarak bu besin grupları çok tüketildiğinde gebelikte tehlikeli olan diyabete kapı aralayabilir.